21 Ocak 2010 Perşembe

Ben İstanbul

Bir gün geldi ayağıma zat-ı hemşerim
Baktı bahrilerime, taşlarıma, tepelerime…
Ben de çocukça bir bönlükle bir iltifat bekledim;
“Of” dedi. “Nedir bana gazabın ah İstanbul.”
Sen de mi be hemşerim?
Gazabı olmadan gazabı eden var mı Rab’den hariç?
Benim omuzlarım büyük,
Sanılır ki her gazabı sırtlanırım.
Be hemşerim hiç mi mutlu olmadın?
Beni kandırmaya kalkışma,
Benim şahit senin mutluluğuna.
Sen şükür et beni sorma…
Ben hiç mutlu olamadım.
Şahidim bir Rabbim
‘dir bir de şu Beyazıtlı bedbaht.
Baktı o da tepelerime, bahrilerime…
Bir şeyler söyledi sessizce;
“Ey İstanbul sen ne vakit mutlu olursun?” diye.
“Kış mı, yoksa yaz mı?”
“Yoksa mutluluğundan mı bahardaki muazzam aşklar?”
Başladım bende anlatmaya;
Ben yaz mutlu olurum sanırlar bazıları.
Yaz değildir benim vakt-i mutluluğum.
Tam bir cahilliktir bu fikir.
Yaz benim korku vaktimdir;
Gecelerce işlediğim, yetmeyince sabahladığım günahlarım gelir aklıma…
Güneş çevirir yüzünü bana;
“İstanbul, İstanbul”
“Cehenneme amade ol diye yakıyorum seni acımasızca.”
Yanarım, yanarım, hep yanacağım aklıma gelir;
Bütün yaz yanacağımı düşünerek yanarım.
Bahar sanır bazı zatlar;
Bahar daha da kötüdür.
Bahar beni gazaptan kurtaracak sanırım.
Güneş yine oyununu oynar bana;
Beni ne yakar, ne kendini saklar.
Isıtır içimi beni günaha hazırlar.
Ey iradesiz hemşerilerim;
Ben sizden de iradesizim.
Hiç dayanamam günaha;
Mutluluk günahtan geçer sanırım.
İtiraf ediyorum; bir anlık mutluluk için;
Kendimi sonsuza kadar yakacağımı bile bile yaparım.
Ama ben de haklıyım.
Zaten sonsuza kadar gazap dolu hayatım.
O mutluluk sandığım, köprüyü geçinceye kadarmış.
Ben mi?
Köprüyü geçince anlarım.
Sonra ağlamaya başlarım, ağlarım, ağlarım…
Güzde en çok artar pişmanlıklarım.
Biter yazdan bahara süren aşklarım.
Ağlarım.
Güneş bakar ki bu böyle olmayacak;
Gider başka yerlere…
Onları yakmaya, yaktırmaya.
Ben kurtuldum diye sevindim sanırım.
O zaman bakarım;
Donar gözyaşlarım.
Yaşlanır, aklaşırım.
Bilmez kimse, sanırlar ben hiç üşümem.
Ah cahiller, siz benim kanımsınız.
Dolaştığınız sokaklarda damarlarım
Kanım durur, dolaşmaz damarlarımda;
Bayılırım, öldüm sanırım.
Bahar gelir,
Kanım kendini affettirmeye çalışır gibi akar;
Damarlarım dolar.
Ben her şeyi unutur;
Yeniden doğarım.
Sefa Barış AKALAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder